Monday, May 10, 2010

Paralel Girişimcilerde bir Artış Olmasını Bekliyorum

Son günlerde sayıları giderek fazlalaşan paralel girişimciler görüyorum ama bunu gören belki de sadece benimdir. Bu insanlar çoklu girişimşilerde eş zamanlı çalışan kişilerdir. İlk bakışta bu, son derece zor ve tehlikeli bir eylem olarak görünmektedir ancak doğdukları günden itabaren çoklu işler yürüten yeni jenerasyon için bu sadece sıradan bir iş olabilir.
Bunun için aynı anda çoklu poker oynama olan yaygın online şans oyunları eylemin den türediğini düşündüğüm 'çoklu -masa' terimi kullanılıyor. Aslında bence muhteşem bir benzetme. Çünkü poker ıyunundaki olasılıklar tıpkı yeni bir girişimin olasılık ve şanslarına benzer.
Diğer yandan, paralel girişimcilerden yaklaşımlarının avantajları hakkında bilgi aldım. Bunlar:
1. Manivela ve riskten korunma portfoyü: Seri girişimciler de dahil olmak üzere diğer tüm girişimciler bütün yumurtalarını tek bir sepete koyuyor. Yatırımcılar uzun zamandır finansal ve manivela risklerinden kaçınmak için porföyün değeri üzerine tartışmaktadır. Öyleyse girişimciler neden aynısını yapmasın?
2. Danışman ve yatırımcılara paylaşımlı ulaşım: Danışmanlar meşgul insanlardır. Aylık yemeğinizde çoklu şirket meselelerini tek seferde halletmek mümkündür. Portföylerini hazırlayan yatırımcılar en iyiyi ortaya çıkarmak için tek oturumda birçok girişimi duymak isterler.
3. Mevcut pazar geri beslemelerini çapraz dölleme: Belirli bir zamanda şirkette öğreneceğiniz şey diğer şirketleriniz için farklı şekillerde karlı olabilir ya da riskten kaçınmanıza yardımcı olabilir. Birinde müşteri sayınız arttıkça diğerinde de artış olacaktır.
4. Temsilciler sanatını beslemek ve güçlendirmek: Uzun süreli başarı için her girişimcinin ne zaman adım atacağını ve ne zaman yetki vereceğini bilmesi gerekir. Bu tek bir girişcinin geç olana kadar dikkat etmeyeceği bir beceridir.
5. Geri ödemeleri çoğaltın: Birçok paralel girişimci erken çabalarla finansal güvenliği sağlamayı başardı. Şu anda çoklu girişimlere aktif katılım ile geri ödemeleri çoğaltmanın yollarını arıyor olabilirler.
6. Yüksek enerji: Ve şimdi başka bir gerçekliğe geliyoruz; bazı insanlar çoklu görevleri severler ve yalnız yapılan işleri son derece sıkıcı bulurlar.
Tabi ki, aynı anda birden fazla ata binmenin riskleri vardır. En azından biri zor zamanlar geçirirken diğerinin işleri de iyi gitmeyebilir ya da kendini tamamen veremeyebilir. Rich Christiansen ile yaptığım röportaja bir göz atıın.
Tek girişimciler bile birçok girişimle uğraşmanın acısını çekebilirler. Burada en önemli sorun çoklu rollerin hukuki açıdan ya da diğer yönlerden birbirleriyle ters düşmemesidir. Dikkatli olun.
İnsanların paralel girişimlere girmesinde en sık kullandıkları yol bir diğerine başlamaktır. Burada risk , yeni bir işe başlamak tahmin edildiğinden daha fazla vakit alır ve yeni şeyler çok fazla enerji tüketir.
İlk defa çoklu girişime girenler için bir işe diğerinden daha fazla odaklanmak başarısızlığın en büyük sebebidir. Paralel girişimlerin bir istisnadan çok norm olmasını bekliyorum.

Monday, April 26, 2010

Bazıları için 'Günün biri' Asla Gelmeyecektir

Eğer 'bir gün ben de kendi şirketimi kuracağım' diyen herkes için bir dolarım olsaydı, zengin olurdum. Şayet o gün bu insanların tümü için gelirse, girişime boğuluruz. Ama yine de bu ihtimalerden her hangi biri için uykularım kaçmıyor.
Birçok kişi zaman zaman işleri ağırdan alır ancak burada sorunun bundan daha derin olduğundan şüpheliyim. Bu sebeple bazı insanların yolculuğa neden bir türlü başlayamadıkları hakkında iş yaşamı kitaplarından kendi araştırmamı yaptım. Kendinizi bu kategorilerden her hangi birinde bulursanız, belki de gerçek bir girişimciden çok 'olmak isteyen' birisinizdir.
  • Yapıcı değil hayalperestsiniz. Bu kategorideki insanların birçoğu uygulayıcıdan çok 'fikir insanı' olmayı tercih ederler. Gerçekte, hayal etme ve fikir kısımları işin kolay tarafıdır ve zor olan kısımsa işleyecek bir plan oluşturmak ve bunun başarılı olmasını sağlamaktır. Güçlü bir görüş gereklidir ancak bu hayalden farklıdır.

  • Yeni beceriler kazanmada başarısız olmak. Akademinin beceri isteyen bir yer olduğunu düşünen insanlar okuldan hemen sonra bu durumla karşı karşıya kalırlar. Aslında, okullar sadece nasıl öğreneceğimizi öğretir. Özel uzmanlıklar deneyimlerle kendiliğinden öğrenilir, kitaplardan değil. Güven ve ilgi azalmadıkça, öğrenme yaşla birlikte düşüş göstermez.

  • Sağlıksız başarısızlık korkusu. Bir zamanlar tanıdığım bilge bir adam ' Hiç korkmayanlar ahmaklardır' demişti. Başarılı insanlar rasyonel korkuların üstesinden gelebilir ve işi yapmak için harekete geçebilirler. Diğerleri ise korkularından takatsiz kalırlar ve asla başlayamazlar. Bir takım başarısızlıkları tahmin etmek ve onlarla başa çıkmayı öğrenmek, en etkili öğrenme yollarından biridir. Yatırımcılar bunu çok iyi bilir.

  • Saklı kalmış başarı korkusu. İster inanın ister inanmayın, bazı insanlar başarıdan korkarlar ve eğer yaklaştığını görürlerse aniden duruverirler. Aslında piyangoda kazandıktan sonraki yaşanan birçok başarısızlık hikayesi göz önüne alındığında, başarıdan sonra hayatını yönetebilmek güçlü bir insanın yapabileceği bir şeydir.

  • Siz mükemmeliyetçisiniz, pragmatist değil. Sürekli değişen dünyada, yeni bir ürün ya da hizmet asla mükemmel olamaycaktır, o zaman başlamak niye? Bir uçta, yatırımcıların otuz yıldır aynı fikir üzerine çalıştıklarını ve bir sonuca varamadıklarını biliyorum. İş yaşamında başarı için kanıtlanmış yol bir şeyler ortaya çıkarmak ve tekrarlayarak bunu geliştirmek.

  • Odaklanmamak ya da kafanın kolayca karışması. Başarılı girişimciler güçlü bir görüşe sahiptirler ve kimsenin ya da hiç bir şeyin onları yoldan çıkarmasına izin vermezler. İş yaşamında bu, önceliklerinizi belirlemeniz anlamına gelir, acil olanı önemli olandan ayırmalısınız. Odaklanmayı, işinizi organize etmeyi ve uygun olduğunda görevlendirmeyi öğrenin.

  • Daima bahane bulma. Girişimciliğin ilk prensibi sorumluluğu başkasına yüklememektir; iyi ya da kötü ne yaparsanız yapın tüm sorumluluğu kabul etmek zorundasınız. Bahaneler işinize başlamanızı engelleyen yapay bariyerler ya da kendinizi bu işten başka birinin sorumlu olduğuna inandırmanızı sağlayan yollardır. Bunlardan hiçbiri fayda sağlamaz.

  • Siz otomatik starter değilsiniz. Eğer birileri size iş planınızı ne zaman geliştireceğinizi ya da zamanınızı nasıl organize edeceğiniz söylüyorsa, 'günün biri' asla gelmeyecektir. Girişimsel hayat tarzıyla, standartları koymak, model olmak ve aktif olarak işin içinde bulunmak size kalmıştır.

Phychology Today' e göre, insanların yüzde yirmisi kendilerini kronik erteleyen kişi olarak tanımlıyor. Onlara göre hiç zevk almasalar da ertelemek bir hayat tarzı. Fırsatını bulduğunuzda bazılarınız davranışlarınızı ve görünümünüzü değiştireceksiniz. Bu neden siz olmayasınız?

Friday, April 23, 2010

Kötü İçerikli Web İçeriği Nasıl Silinir


Yeni girişim fırsatları oluşturma doğrultusunda bence istenmeyen web içeriğini silecek yeni şirketlere ihtiyacımız var. Bu suçsuz kurbanlar ve şirketler hakkında kötü niyetle yazılmış yanlış haberleri silmek ve şirketinize ya da özel hayatınıza zara verecek bilgiler içeren basit hataları yok etmek olabilir.
Google Sonuçları Bir Girişimcinin Ölçeğidir makalesinden de hatırlayabileceğiniz gibi bu ögeler kariyerinizi öldürebilir. Kısa bir süre önce, bir Washington Post makalesinde anonim dedikoduların kolayca saldırgan yalanlara dönüşebileceği anlatılıyordu ve iftira atılan bir avukatın şu hikayesiyle başlıyordu:
"Phi Beta Kappa'dan mezun oldu, en popüler kanun dergilerinde yazıları çıktı ve kendi alanında en lider kurumlarda stajını tamamladı. Yale hukuk öğrencisi bu yaz iş için 16 firmayla görüştüğünde, sadece dört geri dönüş aldığı için endişelendi. Hiçbir iş teklifi almadığı için deliye döndü.
Doğrudan bir bağ kurması zor olsa da kadınyeni bir ün -iftira biçiminin kurbanı olduğunu düşünüyor: saldırgan içerikli online postalar ve sonsuza dek unutulmayacak kişisel saldırılar bir Google aramasının ucunda.
Özel bir araştırma kurumu olan Ponemon Kurumunun yaptığı bir Aralık araştırmasına göre, A.B.D işe alma elemanlarının neredeyse yarısının iş reddi için İnterneti kullandığını gösteriyor. Araştırma aramaların üçte birinin işi reddedecek bir içerikle sonuçlandığını söylüyor. Yasal işe alma piyasası oldukça çetrefilli."
İnternette ün-iftirası ciddi bir problem oldu ve ReputationDefender gibi bu konuya odaklanan ancak birkaç site bulabildim. ReputationDefender'ın misyonu internette kötü içerik araştırması yapıp müşterileri için bunu yok etmek.
ReputationDefender seçilen istenmeyen içeriği düzeltmek ya da tamamen silmek için uygun teknikler kullanan avukatları eğittiğini ve uzmanlaştırdığını söylüyor. Sürecin halen iş gücüne dayalı olduğunu ve çabalarının bazen sonuçsuz olabildiğini de kabul ediyorlar.
Gazete yazılarını ve mahkeme kayıtlarını silmek imkansız ve bunları silmeyi amaçlamıyorlar. Diğer saldırgan içeriklerin dokunulmaz olması için herkes Birinci Anayasa Değişikliği ilkelerine saygılı olmalıdır. Sadece takip mektupları göndermek ya da herkesi dava etmek de işe yaramaz.
Daha önceki bölümlerde de söylediğim gibi, Facebook gibi sosyal paylaşım siteleri şimdilerde en sık kullanılan internet siteleri. Ne yazık ki, başarısız ilişkiler ve genç kullanıcıların olgun olmayan kaprisleri kötü amaçla kullanılan yanları da olmaya başladı.
Yelp gibi diğer siteler işlerin incelenmesine odaklanıyor. Bu sitelerin çoğu anonim verilere izin verdiğinden, kötü niyetli insanların adil olmayan bir şekilde eleştiri yapmaları da gayet kolay. İnter insanlar için kolay bilgi elde etme platformu olduğundan, bir ya da iki olumsuz eleştiri yeni müşteri potansiyelini oldukça kötü bir şekilde etkileyebilir.
İstenmeyen içeriği silmede yardım almanın yeni girişimler için çok büyük bir fırst olduğunu düşünüyorum. Yeni teknolojinizi ve yaratıcılığınızı bilemeniz için bir yer. İnternetteki bu zararlıyı öldürmek için bunu bir avantaj olarak kullanın ve aynı zamanda başarılı bir iş kurun. Sizin daha iyi bir cevabınız var mı?

Wednesday, April 21, 2010

Girişimde Halkla İlişkiler- Kendiniz Yapın


Bir girişimci olarak, kendinizi ve fikrinizi pazarlamaya başlamak için asla çok erken değildir. Girişimcilerde "Çok meşgulüm." internet protokolü güvenliğiyle ilgili endişelerim var, bir ajansa yetecek param yok ve çok erken gibi mazeretler duyuyorum. Sonuç olarak beklediklerinden çok sonra bile geri dönüş, güvenililirlik, görünürlük , yatırımcı elde edemiyorlar.
Burada, elbette elde edemeyeceğiniz şeyleri ya da ilk programınızdan önce gazeteci kiralamanızı önermiyorum. Sadecee yükselme eğrinizi ölçmeniz ve para istemeden önce potansiyel yatırımcılarla tanışmanız için bazı gerçek araştırmalar yapmanızdan söz ediyorum. Bazı gerçek müşterilere fikirlerinizi anlatıp sizin kadar heyecanlanıp heyecanlanmadıklarını görmek istemez misiniz?
Bir ajansa ihtiyacınız yok ve bu noktada üçüncü bir tarafın işe karışmasını istemezsiniz. Bunu kendiniz yapmalısınız. Aşağıda girişiminiz başlamadan faydalanabileceğiniz halkla ilişkiler yöntemleri var:



  • Kendi alanınızda sözcü olun. Çözüm bulmadan önce blog yazmaya, yerel gruplarla konuşmaya ve piyasada neye ihtiyacınız olduğunu görmek için internette toplantı yapmaya başlayın. İnsanlar kısa sürede sizi "uzman" olarak kabul edecektir. Örneğin güneş enerjisinde, böylece sonraki güneş enerjisi teklifleriniz kabul görecektir.

  • Mesajınızı uygulayın. Gazeteciler her zaman verdiğiniz mesaja sadık kalın der ki bu her açıdan yanlıştır. Erken başlarsanız, girişiminizi yükselene dek mesajınızı her aşamada geliştirirsiniz.

  • Kötü cesaret bile cesaretsizlikten iyidir. Sınırları zorlamak ya da hiç görünmez olmaktansa biraz tartışmalı tanınmak iyidir. İnsan doğası nedeniyle, zıtlık insanların dikkatini mutabakattan daha çabuk çeker. İnsanlar henüz ürününüzü almadılarsa ilk hatalarınızı unutur.

  • Agresif olun. Gazetecilerin sizi bulmasını beklemeyin. Hepsi email adreslerini yayınlar ve yazacak ilginç şeyler ararlar. Bunu onlara verin. Linkedln ve Facebook'ta tartışmayla başlayın ve sürekli olarak mesaj gönderin. Kendi blogunuzun yanı sıra diğer insanların bloglarında yorum yazın.

  • Akılda kalacak kartvizit kullanın. Kartvizitinizi bir başkasına verdiğinizde aklınız o kağıt parçasında kalır. Profesyonel ve eşsiz, mesajınızı kelimelere gerek duymadan görsellikle iletecek bir kartvizit yaratın.

  • Takipçilerinizle iletişimde olun. Bir internet ağı kalıcı bir etki yaratmayacaktır. Teşekkürler e-postaları yazarak, bir kafede birşeyler içmeyi teklif ederek ya da aylık bülteninizi onlara göndererek insanlarla iletişim kurmayı sürdürün.

Herhangi bir noktada halkla ilişkilerinizi yönetecek bir profesyonel tutmak işe yarayabilir ama gerekli değildir. Gazeteci, editör ya da yapımcı gibi düşünmeye çalışın, seyirciyi analiz edin ve "bomba" ile geri gelin. Kişisel hikayenizi de olası bir bomba olarak kullanabilirsiniz- nelerle uğraştınız ya da geride neler bıraktınız ve neden bir girişimci olmak istediniz.


belki de ürününüz ya da fikriniz sosyal bir konuya ya da olaya denk gelir. Bomba belirgin değilse, bir olayı kullanarak, yarışma düzenleyerek ya da bağışta bulunarak gündeme gelin. Pazarlama hakkında ne kadar erken ve ne kadar çok şey öğrenirseniz daha sonra o derece etkili olursunuz. Girişimde, marka sizsiniz. Markanızı şimdi şekillendirmeye başlayın.

Girişimciliğin Yaşı



Girişimcilik. Bu kelime yirmili yaşlarındaki mezun öğrencilerin Silicon Valley yatakhanelerinde, Red Bull ve Ramen eşliğinde kurdukları hayal. Bir teknoloji firması kurmak gençlik ateşi, dayanıklılık, mortgage gibi zorunluluklardan kaçınmak, hayal gücü ve neyin trendi olup çok tecih edildiğini anlama yeteneği gerektirir. Haksız mıyım?

Emin olmak için bir çok tanınmış teknoloji devi aşağı yukarı şu yolları izledi: Facebook, Google, Microsoft, Yahoo, and Hewlett-Packard.

Ancak, kısa süre önce kendini dünya çapında girişimciliği yaymaya adayan Ewing Marion Kauffman Foundation bir makale yayımladı ve şirket kurucuları arasındaki yaş dağılımının tahmin edebileceğimizden çok daha geniş olduğunu öne sürdü.

Makale benim şahsen ilginç bulduğum 7 bulguyu özetliyordu:


  • Amerika'da doğan Teknoloji şirketi kurucularının, şirketlerini kurduklarındaki ortalama yaşları 39'du.

  • Yaşı 50'nin üstünde olan teknoloji şirketi kurucusu yaşı 25'in altında olan kurucuların iki katı.

  • 2004'te faaliyete başlayan şirketler arasında, kurucuların üçte ikisi 35-54 yaşları arasında.

  • 1996'dan 2008'e kadar 55-64 yaş arasındaki girişimciler çoğunluktayken 20-34 yaşındaki girişimciler çok azdı. Aslında, ilk gruptaki girişimci sayısı ikinci gruptakinin üçte bir daha fazlasıydı.

Bu son madde aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Yatay eksen ölçüsü "ilk araştırma ayında iş sahibi olamayıp her hafta 15 saat ya da daha fazla çalışıp bir iş kurabilmiş olan bireylerin yüzdesi." Öyleyse, örneğin 2008'de 20-34 yaşları arasındaki insanların %0.26'sı her ay bir iş kurarken 55-64 yaşları arasındaki insanlardan %0.36'sı yeni bir iş kurdu.

Belki de bu kısmen şu şekilde açıklanabilir: orta yaşlı girişimcilerin genç rakiplerine karşı birçok avantajı var:

  • İşte daha yetenekli, teknik ve deneyimliler
  • Geçmiş hatalarında daha çok şey öğrenmişler
  • Çevreleri daha geniş
  • Kendi kaynakları daha fazla ve
  • Potansiyel yatırımcı ve iş ortaklarınca daha ciddiye alınırlar.

Peki bu neden önemli?

Öncelikle, A.B.D'deki yaş dağılımının çok yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz. 1946'da ve 1964'te doğan bebekler şimdi 46 ve 64 yaşlarındalar. Bu yaşlar şirket oluşumunda, girişimcilik kotasında en fazla orana sahip yaş grubu.

İkincisi, girişimciliğin ekonomik büyüme, mal varlığı, iş sağlama ve yenilik gibi güçleri yönlendirdiğine inanılır. Son yıllarda yaratılan yeni işler beş ya da daha az yıldır faaliyette olan firmalara bağlanır.

Bu noktaları birleştirdiğinizde, orta yaşlı girişimcilerin gerilememizde ve istihdamın normal seviyesini korumada önemli bir rol oynayacağını görebilirsiniz. Kauffman makalesi şöyle bitiyor "yoğun bir girişimcilik dönemine giriyor olabiliriz".

Orta yaşlıysanız ama girişimciliğe gönüllü değilseniz bunun nedeni çok yaşlı olduğunuzu düşünmenizdir, tekrar düşünün. Göreceksiniz ki, bir işe başlamak için tam olmanız gereken yaştasınız.




Monday, April 19, 2010

Her Girişimin Kaçınması Gereken Hukuki Hatalar

Her girişim eşsiz olsa da, işin uzun dönemdeki başarısını tehlikeye sokacak yasal sorunlara neden olabilecek belli başlı önlenebilir hatalar vardır. Her girişim bir avukata ihtiyacı vardır demiyorum ama oldukça dikkatli olmalı ve bu tarz bir zorlukla karşılaştığınızda yasal bir detek almaktan korkmamalısınız.
Diğer çevrelerin olduğu gibi çoğu yasal konu da hilekarlık sonucu değil belli başlı gereksinimlerin göz ardı edilmesi ya da aklıselim herkesin söyleyeceği şeylere yanaşılmamasından doğar. Aşağıda bazı örnekler yer alıyor:
  1. Başlangıçta Bir Kurucu Anlaşması Yapmamak. Bu eksiklik sözde " unutulmuş kurucu" problemine neden olabilir. İlk kurucular genellikle anlaşmızlaklar nedeniyle işin dışına itilirler ve unutululurlar ama onlar sizin verdiğiniz yazılı olmayan sözleri unutmazlar. Daha sonra işiniz finans desteği duyduğunda ya da hala açıldığınızda o unuttuğunuz ortak ortaya çıkıp pay isteyecektir. Bu problem ilk tartışmaları çözerek ve normal yetki veren ve diğer katılımcı kurallarıyla kurucuların payları belirlenerek çözülebilir.
  2. Kurucu hisse senediyle ilgili IRS sorunları. Çoğu girişim ilk resmi finans rounduna dek birleşmeyi erteler, ki bu ba çok geç olur. Bu aşamada sizin varlığınız çoktan milyonlar değerindedir, bu nedenle nakit akışınızın çok az olduğu bir zamanda IRS sizin hisselerinizi gelir olarak vergilendirecektir. Çözüm yine erken birleşmedir. Kurucuların hissseleri önemsizken ve IRS ile 30 günlük bir anlaşma içerisinde bir "83 (b) seçim" dolduruyorken birleşmelidirler. O zaman hisseleriniz satıldığında sadece artan değerleriniz için vergi ödemek zorunda olacaksınız.
  3. Patent uygulamasına başlanmadan yenilikleri duyurmak. Girişmciler patent almanın zorluğunu ve maliyetini ilk kuruluş aşamasına kadar ertelerler. O zaman gizlilik beyanı yapmada birçok insanla konuştuklarını fark ederler, bu da patent almalırını engeller ya da bir başkasının onların fikrini çalımasına neden olur. İlk aşamada en azından geçici bir patent almamanın özürü yoktur. Bu size bir yıl patent hakkı, tanıyacaktır ve bu patenti almak hem çok ucuzdur hem de çok az vakit alır. Ticaret sırları bile belgelendirilmelidir ve bu sırları gizlemek için mantıklı adımlar atılmaıdır. İş planları ve diğer belgeler her zaman gizli olarak etiketlenmelidir.
  4. Kurucular önceki işverenlerinin rekabeti sınırlayacı anlaşmalarını önemsemez. Yeni işiniz mevcut ya da önceki işinize uzaktan yakından benziyorsa her hangi yazılı ya da sözlü rekabeti sınırlayıcı anlaşmayı düşünün. Her iş ortağınıza ya da çalışanınıza aynısını uygulayın. Bu problemi kısa sürede halletmenin en iyi yolu samimi ve tartışmaya açık bir eski işverenle görüşmek ve belki de yatırımınıza yatırım yapmalarını talep etmek. Bu ilişkileri sonlandırmanın ya da para elde etmenin kolay yolu. Hukuki bir dava kaçınılmazsa er olması geç olmasından iyidir.
  5. Yatırımcılara yapabileceğinizden fazlasını söz vermek. Bugünlerde güvenlik dolanbazlığı sıcak bir konu, özellikle Bernie Madoff'tan sonra. Arkadaşınız, ailenz de olsa deneyimli bir yatırım avukatının anlaşmayı kontrol edip eyalet ve devlet güvenlik yasalarına uyduğunu belgelemeden arkadaştan, aileden bile para almak iyi bir fikir değildir. Bu sizi vicdansız yatırımcılardan koruyacağı gibi daha sonra iş planınızın yanlış yönlendirici olduğunu söyleyebilecek profesyonel olmayan yatırımcılardan da koruyacaktır. En iyi çözüm finansal açıdan kaybedebilecek ve güvenilir yatırımcılar olarak nitelenen kişilerden yatırım almaktır.

Hepsinden önemlisi, bir girişimin başına gelebilecek en büyük yasal hata her hangi bir yasal problemi sonra çözeriz diye ertelemektir. Bugünlerde yerel ağlar ya da LawBidding gibi online siteler aracılığıyla mümkün olduğunca erken bir avukat bulmak çok kolaydır. Bunu daha sonra yapıp büyük bedeller ödeyip karın ağrıları çekiceğinize hisselerin halen küçük olduğu ilk aşamda yapmak size daha az paraya mal olacaktır.

İnternet Sitesi Yerine Blog Açarak Başlayın


Blog açma son birkaç yıl içinde narsisler için sosyal bir paylaşım ağı olmaktan iş pazarlama ve daha çok müşteri kazandıran online tanıtıma dek uzun bir yol katetti.

Açıkça konuşmak gerekirse, bugün bir blogu ya da belirli bir internet sitesi olmayan bir ürün ya da girişim maliyet ve zaman açısından risk almaya değmez.

Her yeni teknolojide olduğu gibi zorluk onu etkili bir şekilde sunmak ve efor israfından ve pahalıya patlayacak hatalardan sakınmaktır. Aşağıda kendi deneyimlerimden edindiğim birkaç ip ucu var:



  • Blogunuzu internet siteniz yapın. Müşterilerin ilgisini test etmek ve güvenilirlik sağlamak için bir ürününüz olmadan önce blog açmalısınız. Wordpress gibi birçok ücretsiz blog platformları o kadar esnektir ki ayrı bir hosting almadan onları bir internet sitesine de çevirebilirsiniz. Şimdilerde statik internet siteleri pek tercih edilmiyor.

  • İçeriyi düzenli olarak ekleyin. Her iş sahibi internet sitelerinin arama motoru sonuçlarında ilk sayfada çıkmasını ister. Bu noktada bloglar yardımcı olur çünkü sıklıkla güncellenen siteler daha sıklıkla arama sonuçlarında çıkar. Her hafta birçok kez bir bloga ekleme yaptığınızda, içeriğiniz düzenli olarak değişir ve büyür.

  • Blogu şirket adınıza açın. "www. domainname.come" gibi ayrı bir internet adınız varsai o zaman blog adınız da /blog ya da"blog.domainname.com" olmalıdır. Yoksa, blog içeriğiniz internet sitenizin içeriğinden farklı gelişir, bu da tüm Google sıralamalarında daha gerilerde yer almanıza neden olur.

  • Sohbet eder gibi bir üslup benimseyin. Sektörünüzdeki bloglara bakın ve başlamadan önce küçük bir araştırma yapın. Diğer insanların bloglarını incelemek neye benzediğinizi ve neye benzemediğinizi, ve nasıl görünmek ve hissetmek istediğinizi tanımlamanıza yardım eder. Genellekle resmi olmayan bir yazma stili önerilir.

  • Popüler linkler koyun. Örneğin, XYZ dergisinde okuduunuz bir makaleden bahsederseniz, o makaleye bir link koymaya dikkat edin. Okuyucularınız referans verdiğiniz siteleri okumak isteyecektir, ayrıca diğer sitelere yönlendiren linklerin olması arama motorlarındaki sıralamanızı artıracaktır.

  • Gelir linkleri yaratın. Blog linkinizi e-postanızın, internet sitenizin, sosyal paylaşım ağlarının içine yazarak tanıtım yapın ve diğer bloglara da yorum yazın. Ayrıca BlogCatalog ve Technorati gibi yöneticelere de blog adınızı bildirmelisiniz.

  • Blog içeriğini artırın. Büyük bir blog içeriği oluşturmak çok zaman almaz. Yazdıklarınızı makalelere, kitaplara, raporlara çevirebilirsiniz. Çoğu blogcu yazma alanında büyük başarılar elde etti ve Google reklamları gelirleri büyük bir gelir oldu.

Sonuç olarak blog açacak zamanınız, enerjiniz ya da yeteneğiniz yoksa bunu yapacak birini kiralamak akıllıca bir yatırım olur. Utanmayın, bugün kendi konuşmalarını ve pazarlama materyallerini yazan çok az üst düzey yönetici tanıyorum. En iyi yaptığınız şeye odaklanın ve bırakın gerisini profesyoneller yapsın.


Başarılı olmak için, mesajınızı almalısınız. Twitter gibi sosyla paylaşım ağlarını kullanıp sektöre "girin". Eski "destek" pazarlama ve sabit internet sitesi günleri tarihte kaldı.