
Bu günlerde sık sık 'sosyal girişimci' sözünü duyuyorum. Kısaca, bu insanlar kardan çok 'sosyal değerler' arayan, yaratmak ve sosyal değişimler yapmak için geleneksel iş presiplerini kullanan kişilerdir.
Görünüşte bu, kulağa karsız kuruluşlar kurmak isteyen insanlar gibi geliyor. Ancak bu terim daha çok uzun dönemde sosyo-ekonomik değişim yapmaya odaklanmış insanlarla ilgili. Kanser Topluluğu ya da İyi niyet endüstilerine karşı olan Margaret Sanger (doğum kontrolü) ya da Mahatma Gandhi (şiddete dayalı olmayan) yi düşünün.
Amaç ister kar elde etmek ister sosyal kapital olsun, tüm girişimcilerin ortak noktası çözülmesi gereken bir problemi ya da mevcut durumu geliştirme fırsatını tanımaktır.
Görüş her zaman kuruluşu değiştirmek, yaratmak, yeni yaklaşımlar oluşturmak ve insanları bir adım atmaya ikna etme yönündedir. Bu her durumda, kararlılık gerektirir.
İki girişim tipini birbirinden ayırmanın bir diğer yolu da sosyal girişimciliğin ne olmadığını tanımlamaktır:
- Kar amacı gütmeyenler için para toplamamak. Sosyal girişim aslında karlı olabilir ya da kar amacı gütmeyebilir. Ancak çevresel ya da sosyal konularda para ikincil bir durum olarak varsayılmaktadır. Para her zaman öncelikli olmamalıdır.
- Sosyal etkiden önce kar olmamalıdır. Sosyal bir şirket sona ulaşmak için finansal olaral sürdürülebilir olmadır. Burada son, değişim oranı ve sosyal ya da çevresel etkidir. Girişimcinin görevi, belki sosyal etki, ama daima kardır.
- Kar amacı gütmeyen sektör için yeni tanımlama yapmamak. Sosyal kuruluşun gerçek amacı işin yürütülmesiyle dünyayı daha iyi bir yer haline getirmektir. Bu ayrıca kesinlikle, kar amacı gütmeyen sektörün canlılığını artırma potansiyeline de sahiptir.
- İş yatırımcıları için bir yatırım fırsatı değildir. Halen sosyal girişime melek yatırımcı bulmak hakkında sorular alıyorum. Böyle bir şirketi fonlamak hükümet bağışlarıyla ya da hayırseverler aracılığıyla olur. Yatırımcılar sosyal kapital dönüşü değil finansal dönüş ararlar.
- Hükümet sektöründe girişimcilik değildir. Bugüne kadar sosyal şirketler ve sosyal girişimcilere servis ve fon sağlayan en geniş kaynaklar federal, ülke ya da yerel yönetimler olmuştur. Ancak şirketler hükümet şirketleri değildir ve başarı süreci onları iyi şirketler yapar.
- Sosyal girişimcilik sosyalizm değildir. Sosyal girişimci tüketicilerin ilgisini çekmek ve sosyal değişimi başarmak için yaklaşımlarda yenilikler yapıp standart iş modellerini kullanırken
sosyalist doktrin sosyal girişimleri finanse edebilmek için zorunlu vergilendirme uygular.
Her iki girişim tipinin ortak unsuru yöneticiden çok girişimciye ihitiyaç duyulmasıdır. Bu kişi yeni bir şirket kurma becerisine sahip olmalı ve bu konuda istekli olmalıdır, yeni fikirleri baz almalı ve riskleri ve çıktıyı önceden tahmin edebilmelidir.
Eğer gerçekten bir girişimciyseniz ancak kar etmekten çok bir amaç için çalışıyorsanız sosyal girişimcilik sizin için olabilir. Farklı, değişken ve hızla ilerleyen bir alan ancak birçok kişi sosyal girişimin dünyayı daha iyi bir hale getirmekle ilgili olduğu konusunda hemfikir. Bu alanda kesinlikle birçok fırsat sizi bekliyor.
No comments:
Post a Comment